Bu çalışmada; yıldız erkek bisikletçilerin vücut kompozisyonu, antropometrik değerleri ve kuvvet parametrelerinin incelenmesi ve aralarındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya toplam 28 yıldız erkek sporcu (yaş:14,92±0.76, boy:170,52±5,54, ağırlık:60,47±5,59) katıldı. Deneklerin antropometrik özelikleri; boy uzunluğu, vücut ağırlıkları, vücut yağ yüzdeleri, beden kütle indeksleri, deri kıvrım kalınlıkları ölçüldü, vücut yağ oranı “Yuhasz” formülü kullanılarak belirlendi ve sağ ve sol el kavrama kuvveti, sırt kuvveti ve bacak kuvveti gibi motorik özellikleri ölçüldü. Verilerin analizi SPSS istatistik programında korelasyon analizi yapılarak değerlendirildi. Ölçümler neticesinde sporcuların vücut yağ oranı 8,949±1,104, beden kütle indeks değeri ise 20,786±1,555 olarak bulundu. Bisikletçilerin sağ el kavrama kuvvet değeri 42,553±5,862, sol el kavrama kuvvet değeri 40,535±5,864, sırt kuvvet değeri 119,839±15,442, bacak kuvvet değerinin ise 134,125±21,833 olduğu tespit edildi. Ayrıca bisikletçilerin el kavrama kuvvetleri arasındaki fark incelendiğinde, sağ elin dominant olduğu görüldü. Vücut ağırlığı ile sağ-sol el kavrama kuvveti ve sırt kuvveti arasında ortalama düzeyde anlamlı ve pozitif korelasyon bulunurken (r=0,478, p=0,01; r=0,405, p=0,032; r=0,409, p=0,031), vücut ağırlığı ile bacak kuvveti arasında herhangi bir korelasyon olmadığı tespit edildi (p>0,05). Ayrıca beden kütle indeksi ile yalnızca sağ el kavrama kuvveti arasında ortalama düzeyde anlamlı ve pozitif korelasyon tespit edilmişken (r=0,417, p=0,027); yaş, boy ve yağ oranı ile kuvvet parametreleri arasında anlamlı bir korelasyon olmadığı bulunmuştur (p>0,05). Sonuç olarak; bu çalışma ile yıldız kategorideki bisiklet sporcularının iyi derecede el kavrama, sırt ve bacak kuvvetine sahip olduğu ve yıldız bisikletçilerde antropometrik özelliklerden yalnızca vücut ağırlığı ile el kavrama kuvveti değerleri arasında anlamlı düzeyde bir korelasyon olduğu görülmüşken; bisikletçiler için önem ihtiva eden bacak kuvveti ile antropometrik özellikler arasında anlamlı düzeyde bir korelasyon olmadığı tespit edildi.